25 Nisan 2012 Çarşamba

Açlık Oyunları (The Hunger Games)



Alacakaranlık serisiyle kıyaslanan, Suzanne Collins tarafından yazılmış kitapların ilkinin sinema uyarlamsı. Kitapları okumadığım için pek bilgi sahibi değilim fakat yine yaratılan bir dünya etrafında acımasız kuralların geçerliliğini sorgulayan bir film olmuş. Oyunculuk oldukça başarılı, görsel olarak da fena değil film. Devam filmlerinin gelmesi kesin sayılır, sinemada çok şey beklemeden sadece seyir zevki için izlenebilecek bir filmle karşı karşıyayız.

Uyuyana Kadar - S.J. Watson



''Anıların sana kim olduğunu söyler.

Ya her akşam uyuduğunda anıların kayboluyorsa?

Adını, kimliğini, geçmişini, hatta sevdiğin insanları, hepsini
bir gecede unutuyorsan,

Ve güvendiğin tek insan sana gerçeğin tamamını anlatmıyorsa...

Christine’in hayatına hoş geldin…''

Bu cümlelerle tanıtılan kitap, hakikaten de inanılmaz zekice kurgulanmış. Bir tıp adamı olarak böyle bir olayın olma ihtimali pek mümkün görünmese de, insan istemeden ben bu durumda olsam ne yapardım diye düşünmeden de edemiyor. Her sabah hiç bir şey hatırlamadan, tanımadığın bir insanın yanında uyanmak zor olsa gerek. Kitabın sonlarına doğru gerilim dozu iyice artıyor ve süpriz bir son ortaya çıkıyor. Bu yıl okuduğum en iyi kitaplardan birisi belki de en iyisi diyebilirim.

Kitapla ilgili notlar:

Dünyayı etkileyen 2011’in en iyi gerilim romanı, Türkiye’yi de sarsacak…

• Hakları 42 ülkeye satıldı, satışı dünya çapında sekiz ayda 1.000.000’a ulaştı.

• New York Times çok satanlar listesinde haftalarca yer aldı.

• 2011’in Amazon en çok satanlar listesinde tüm kitaplar bazında 7 numarada, cinayet/gerilim/polisiye kategorisinde 2 numarada yer alıyor.

• Wall Street Journal’ın 2011’in en iyi kitap listesinde yer aldı.

• Yayıncılık dünyasının en prestijli ödüllerinden Galaxy Ulusal Kitap Ödüllerinde en iyi polisiye-gerilim kitabı ödülünü ve İngiliz Polisiye Yazarları Derneği (CWA) John Creasey Hançer Ödülü’nü kazandı.

24 Nisan 2012 Salı

Elisso Bolkvadze Resitali







29. Ankara Müzik Festivali Kapsamında geçtiğimiz hafta Gürcü sanatçı Elisso Bolkvadze piyano resitalini izledim. Beethoven, Chopin, Debussy ve Prokofyef'ten eserler seslendiren piyanist Resim Heykel Müzesi konser salonunu dolduranlara romantik ve unutulmaz bir akşam yaşattı.



Elisso Bolkvadze


Resim Heykel Müzesi

11 Nisan 2012 Çarşamba

29.Ankara Müzik Festivali - Fazıl Say Resitali




29.Ankara Müzik Festivalinin  kendi adıma açılışını Fazıl Say resitaliyle yapmış oldum. Biletleri çıktığı gün tükenen konser MEB Şura Salonunda gerçekleşti. Konserde Say, ''İstanbul Albümü'' adlı çalışması ile Beethoven, Mozart ve Chopin'in yapıtlarına yer verdi.




Resitalin ilk yarısında Say sırasıyla Wolfgang Amadeus Mozart'ın ''Alla Turca-Türk Marşı'' başlıklı Kv. 331 La major piyano sonatı, Frederic Chopin'in iki noktürn ve iki etüdüyle Igor Stravinski'nin ''Petrushka'' isimli yapıtlarını yorumladı.



Konserin ikinci bölümünde Ludwig van Beethoven'ın ''Ayışığı Sonatı''nın yanı sıra
Franz Joseph Haydn'ın Fa majör varyasyonlarının ardından da Fazıl Say, orkestra eserlerinden piyano için uyarlamalarından oluşan ''İstanbul Albümü''nü yorumladı.Sanatçı, ''İstanbul Senfonisi'' isimli eserinden ''Nostalji'', ''Hoş Giyimli Genç Kızlar Adalar Vapurunda'' ve ''Haremde Binbir Gece'', keman konçertosundan ''Katibim Çeşitlemeleri'', Herzarfen ney konçertosundan ''Galata Kulesi'', dört el piyano için bestelediği ''İstanbul'da Bir Kış Sabahı'' ile klarnet piyano sonatının ikinci bölümünden ''İstanbul Nocturne'' ile konserini tamamladı. Konser sonunda çok yoğun alkış alan sanatçı iki kez bis yaparak bu keyifli gecenin sonunda izleyenleri adeta büyüleyerek yolcu etmiş oldu.





10 Nisan 2012 Salı

Alison Balsom



Klasik müziğin yükselen yıldızlarından olan ve  kısa zaman önce “Classic BRIT Ödülleri”nde ikinci kez “Yılın Kadın Sanatçısı” ödülü ile taçlandırılan trompetin usta yorumcusu Alison Balsom. Güzel sanatçı bu ödülle klasik müziğin önemli elçilerinden biri olarak ününü sağlamlaştırırken kendine özgü tonuyla da uluslararası çevrede en seçkin ve çığır açan müzisyenlerin arasında yerini aldı. “Classic FM”, “Gramophone” ve “Echo Klassik” gibi pek çok prestijli ödülün de sahibi olan Balsom, kendi enstrümanı için mevcut eserlerin transkripsiyonlarını ve aranjmanlarını yapmanın yanı sıra yeni trompet yapıtlarına olan ilgisiyle de biliniyor. Yakın zamanda ülkemizde de bir konser veren sanatçı EMI çatısı altında çıkardığı bazı albümler aşağıda. Keyifli dinlemeler...

Sanatçının resmi sitesi...



Italian Concertos (2010)

 Haydn Hummel Trumpet Concertos (2008)

Seraph (2012)

Caprice (2006)

3 Nisan 2012 Salı

Game Of Thrones -2.Sezon



Nihayet 1 Nisan geldi ve özlem bitti. Game Of Thrones 2. sezonuyla tekrardan bizlerle. 2. Sezon en son kaldığımız yerden başlıyor ve bu sene Kralların Çarpışmasını izleyeceğiz. İlk sezon ne olup bittiğini, kim kimin nesidir biraz güç de olsa anlamıştık.Konu ile ilgili post burada.2 .sezon yine 10 bölüm sürecek gibi. İlk bölümü soluksuz izledikten sonra ülkemizde dizi diye çekline ve halkı uyutan (utanmadan 2-3 saat sürüyor bir de) şeylerin ne olduğuna kara veremedim. Geçen sefer dizi bitttikten sonra kitapları okumuştum.Bu sefer değişiklik yapıp her bölümden sonra kitaptan o bölümdeki konular kadar okumaya karar verdim.Bakalım becerebilecekmiyim.



İlk bölümün hayran afişi.


 
Okumaya başladık bakalım...

2 Nisan 2012 Pazartesi

The Girl With The Dragon Tattoo


Dünyda çapında en çok satanlar listesindeki aynı adlı romandan uyarlanan film, ünlü yönetmen David Fincher tarafından yönetilmiş. Başrolde Daniel Craig ve Rooney Mara var.Film aslında bir yeniden çevrim. 2009 tarihli İsveç yapımı filmde Michael Nyqvist ve Noomi Rapace başarılı bir oyunculuk sergilemişlerdi. İnsan iki filmi de izleyince ister istemez ikisi arasında kıyaslamaya gidiyor. Ben şahsen ilk filmdeki Mikael Blomkvist karakterini daha başarılı buldum ama her iki Lisbeth Salander içinden bir seçim yapamadım doğrusu. Konuyu bildiğim için filmi izlerken pek heyecanlanmadım ama gerek romanın sürükleyiciliği gerekse kuzey ülkelerinin atmosferinin iyi yansıtılması filme izlenebilirlik katmakta. Diğer yan oyuncular da oldukça iyiler. İzlenilmesi gereken filmlerden.