28 Mayıs 2013 Salı

Rigoletto

Opera ve Bale sezonunun kapanmasına az kaldı. Ben de bu sene Ankara Devlet Opera ve Balesince  ilk kez sahnelenecek olan Rigoletto Operasının prömiyerine gittim geçen hafta.


Rigoletto G.Verdi tarafından bestelenmiş ve librettosu Francesco Maria Piave tarafından yazılmış. Operanın prömiyeri 11 Mart,1851'de Venedik'te La Fenice opera evinde yapılmış olup Verdi'nin başyapıtlardan biri olarak kabul edilmektedir.
Operanın Konusu hakkında ayrıntılı bilgi için ....

Operanın Yaratıcı Kadrosu :

ORKESTRA ŞEFİ:PROF. RENGİM GÖKMEN 
REJİSÖR :     YEKTA KARA
DEKOR:        EFTER TUNÇ
KOSTÜM:       GİZEM BETİL
IŞIK:         FUAT GÖK
KORO ŞEFİ:    LYUBOMİRA ALEKSANDROVA

Oyuncu Kadrosu:

RİGOLETTO: ERALP KIYICI 
GİLDA: ÇİĞDEM ÖNOL 
DUCA di MANTOVA: İHSAN EKBER 
SPARAFUCİLE: TUNCAY KURTOĞLU
MADDALENA: FERDA YETIŞER
GİOVANNA: EZGİ KARAKAYA
MARULLA: LEVENT AKEV
BORSA: EMRAH SÖZER
CONTESSA di CEPRANO: GÜZİN YILDIZ
CONTE di CEPRANO: EMRE ULUOCAK
MONTERONE: MİTHAT KARAKELLE
PAGGİO: ASLIHAN YILDIRIM
USCİERE: FATİH ÖZKAYA







Operayı genel olarak çok beğendiğimi söyleyebilirim özellikle Rigoletto rolündeki Eralp Kıyıcı muhteşemdi. Dük rolündeki İhsan Ekber içinse aynı şeyleri söyleyemeyeceğim hatta bazı aryalarda zayıf bile kaldı. Mutlaka izlenilmesi gereken bir seyirlik, zaten Ankara'da yaşıyorsanız fazla seçeneğiniz de olmuyor.


27 Mayıs 2013 Pazartesi

Cumartesi İlk 10: En Sevdiğim Yazarlar

Sihirli kitap blogundaki Bir Cumartesi İlk 10 etkinliğinde en sevdiğim 10 yazarı paylaşmak istiyorum.
Aslında 1den 10 sıralama yapmak zor ama elimden geldiğince objektif olmaya çalıştım.
Benim listem şöyle:

1. James Patterson: Kitaplarına tutkuyla bağlı olduğum polisiye ve gerilimin en iyilerinden. Özellikle Alex Cross  ve Kadınlar Cinayet Kulübü serileri favorilerim.

2. Tess Gerritesen: Tüm kitaplarını okudum ve Rizzolli ve Isles dizisinin müptelasıyım. Özellikle aslen meslektaş olmamız tıbbi terimleri ustalıkla kullanması ve kurgusu harika.

3. Ahmet Ümit: Yoğun emek gerektiren ve okurken öğreten araştırmaya teşvik eden, bize özgü bir karakter olan Başkomser Nevzat ile listenin üst sırasında yer almayı hak ediyor.

4. J.C.Grange : Hakkında fazla bir şey yazmaya gerek yok Ahmet Ümit'in Fransa versiyonu ve dünyaca milyonlarca satan bir yazar. Ne yazsa gözüm kapalı okurum.

5. Selçuk Altun: Üslubuna, hafif gerçek üstü hafif snob karakterlerinin hastasıyım. Keşke daha sık kitap yazsa.

6. Raymond Chandler: Klasik polisiyenin ustası. 1940 ve 50'lerde Amerikada geçen kitapları ve hergele dedektifi Marlowe tam bir kült.

7. Buket Uzuner: Yıllar önce Kumral Ada Mavi Tuna ile büyülemişti beni. Gerek romanları gerekse öykülerinde bizi en iyi yansıtan yazarlardan.

8. Sabahattin Ali: Geç keşfettiğim ama severek okuduğum yazar. Kürk Mantolu Madonna'yı tek geçerim.

9. Maxime Chattam: J.C.Grange ile benzer tarzları olan tam anlamıyla Fransız bir yazar.Özellikle kitapların başındaki kitabı yazarken dinlediği müzikleri bulup okurken dinlemek ayrı bir boyut katıyor okumalara.

10. J.K.Rowling: Tabiki Harry Potter desem başka söze gerek kalmaz sanırım. Nasıl bir hayal gücünün ürünüdür bilmiyorum ama erişkinlerin okuyup keyif alabileceği bir çocuk kitabı serisi yazmak büyük bir iş.

24 Mayıs 2013 Cuma

Quartet

Geçtiğimiz hafta sonu film izleme niyetiyle hard diskimdeki filmlerin arasında gezinirken seçtiğim ve izlemeye karar verdiğim film zaten ülkemizde de geçen hafta vizyona girmiş. İsmine bakınca her halde yaylı çalgılar dörtlüsünün hikayesinin anlatıldığı bir film olabileceğini düşünmüş, fazla ayrıntılı bilgi edinmeden de izlemeye başlamıştım.

Filmi Dustin Hoffman yönetmiş. Başrollerde ise Maggie Smith, Tom Courtenay, Billy Connolly, Pauline Collins ve Michael Gambon gibi eski kuşak (yaşlı demeye dilim varmıyor zira harika oyunculuklar sergiliyorlar) oyuncular yer alıyor. Film yaşları ilerleyen eski müzisyen ve opera sanatçıların kaldığı bir bakım evinde geçiyor. Geleneksel olarak yıl sonlarında bakım evi sakinlerinin gerçekleştirdikleri gala gecesi konseri hazırlıkları süresince olan olaylar aktarılıyor. Tam bu arada bakımevine Jean Horton (Maggie Smith) isimli çok şöhretli bir eski opera sanatçısı geliyor. Daha önce onunla birlikte Rigoletto operasında başrol oynamış diğer üç sanatçı Jean Horton'u gala gecesinde sahneye çıkmaya ikna etmeye çalışıyor zira kendisi uzun süredir sahne almıyor ve şarkı söylemek istemiyor. Bu arada ekipteki Reginald "Reg" Paget (Tom Courtenay) ile Jean arasında zamanında yaşanmış ve hüsran ile sonuçlanmış ilişki de gündeme geliyor ve bir anlamda eski defterler karıştırılıyor.

Çok başarılı oyunculuklar ve harika müzikler eşliğinde film akıp gidiyor ve bizlere güzel bir aşk ve dostluk hikayesi anlatıyor. Tabi filmi izledikten sonra ertesi gün Devlet Opera ve Balesi'nde ''Rigoletto'' operasına gidecek olmam da kaderin bir cilvesi galiba. Özellikle filmin sonunda bu Dörtlü'nün söylediği parçayı operada daha bir dikkatli dinledim ve karşılaştırma yapmaktan da kendimi alamadım. İzleyin beğeneceksiniz.

Filmin IMDB linki.

21 Mayıs 2013 Salı

Iron Man 3 ''IMAX 3D''

Marvel yapar da üstelik IMAX 3D olur da ben gitmez miyim? Koşa koşa gittim.


Konusundan filan bahsetmeyeceğim zaten bütün internet sitelerinde yazıyor. Filmin içindeki süprizlerden de bahsetmeyeceğim seyretmeyenler okursa heyecanları kaçsın istemem. Muhtemelen gişe rekorlarını kıracaktır film zaten. Ama Robert Downey JR kadar oynadığı süper kahraman rolüne yakışan birisini daha görmedim henüz. 

Klasik Marvel film sonlarında (yani tüm yazılar aktıktan sonra) çıkan kısa bölüm de fena değildi, izlemeden salondan çıkmayın.

13 Mayıs 2013 Pazartesi

Elina Vahala ve CSO Konseri - 2013

Artık geleneksel hale bürünmüş olan Elina Vahala konseri geçtiğimiz cuma günü CSO konser salonunda gerçekleşti. Geçen sene de yaklaşık bu zamanlarda gerçekleşmişti konser. O konsere şuradan ulaşabilirsiniz.



Konserde CSO'nı Rengim Gökmen yönetiyordu. Konserin ilk yarısında Beethoven'ın o eşsiz güzellikteki keman konçertosunu seslendirdi orkestra. Aynı zamanda bir akademisyen olan Elina Vahala da eşsiz tekniğiyle göz doldurdu .


Ara öncesinde yoğun alkışa rağmen sanatçı bis yapmayarak bir kez daha ufak da olsa hayal kırıklığına uğratmadı değil. Ama Beethoven'ın o harika ezgileri beynimizin içinde çalıp duruyordu hala.


İkinci bölümde orkestra Şostakoviç'in 1. ve 2. Caz Suitlerini seslendirdi. Çok tanıdık ezgilerden oluşan bu bölüm seyirciden yoğun alkış aldı. Hatta orkestra bis yaparak bu keyifin biraz daha uzamasını sağladı. Artık sezonun sonuna yaklaştığımız bu günlerde güzel bir cuma akşamı geçirmiş ve haftanın tüm yorgunluğunu atmış olduk.

3 Mayıs 2013 Cuma

Another Little Nightmare Music

30.Ankara Müzik Festivali kapsamında belki de hayatımda hiç eğlenmediğim kadar eğlenip güldüğüm bir konser deneyimi oldu benim için. Her ikisi de aslında çok başarılı birer klasik müzik sanatçısı olan Alek­sey Igudes­man (keman ) ve Hyung-ki Joo (piyano) klasik müzik eserlerini popüler ve komedi öğeleriyle harmanlayarak hakikaten insanı eğlendiren bir şova imza atıyorlar. Youtube üzerinde bir çok videosunu bulabileceğiniz ikilinin herhangi bir videosunu izlediğiniz zaman ne demek istediğimi daha açık bir şekilde anlayacağınıza eminim.


Sanatçıların internet sitesinde ayrıntılı bilgiler edinebilir, videolar izleyebilirsiniz.


Unutamadığım müzik ve eğlence akşamlarından birisi oldu. İkili şu an dünya turunda herhangi bir yerde karşınıza çıkarsa sakın kaçırmayın derim. Umarım yeniden ülkemize de gelirler.

2 Mayıs 2013 Perşembe

Kısa Kısa 2013 Vol.2

En son izlediğim filmler..





Son okuduğum kitaplar...





Son zamanlarda sıkça dinlediğim yeni albümler...