- Piano Concerto in A Minor, Op. 54: I. Allegro affettuoso
- Piano Concerto in A Minor, Op. 54: II. Intermezzo
- Piano Concerto in A Minor, Op. 54: III. Allegro vivace
- Ouverture zum Märchen von der schönen Melusine, Op. 32, MWV P 12 (1835 Version)
- Piano Concerto No. 1 in G Minor, Op. 25, MWV O 7: I. Molto allegro con fuoco
- Piano Concerto No. 1 in G Minor, Op. 25, MWV O 7: II. Andante
- Piano Concerto No. 1 in G Minor, Op. 25, MWV O 7: III. Presto - Molto allegro e vivace
21 Nisan 2016 Perşembe
Ingrid Fliter - Schumann & Mendelssohn: Piano Concertos
Son dinlediğim albüm.
Pan (3D)
Hafta sonu evde 3D olarak izlediğimiz film. Klasik Peter Pan hikayesine farklı bir bakış açısı getiren hikayede Neverland de değşik bir şekilde tasvir edilmiş. Çocuklarla birlikte izlenebilecek bir aile filmi.
How to Be Single
Haftasonu eğlenceli bir film izledim. ''How to Be Single''
Biraz Sex And The City havasında olan film kesinlikle daha komik ve eğlenceli. Özellikle Rebel Wilson harikalar yaratıyor.
20 Nisan 2016 Çarşamba
Lea - Pascal Mercier
Uzun süredir kitaplığımda okunmak üzere sıra bekleyen bu kitap Pascal Mercier'in Lizbon'a Gece Treni adlı romanını okumadığım halde (filmi izlemiştim ama) kapağındaki keman çalan kız nedeniyle sürekli aklımdaydı.
Sayfa Sayısı: 248
Baskı Yılı: 2014
Dili: Türkçe
Yayınevi: Kırmızı Kedi
Dili ve anlatımı biraz zorlayıcı olsa da hüzünlü bir hikayeyi dolaylı yoldan anlatan bir kitap olmuş. Sonuç da biraz havada kalmış ve kitap boyunca yükselen beklentiyi pek karşılamıyor.
(Tanıtım Bülteninden)
Lea annesinin ölümünden sonra büyük bir yalnızlığa düşer ve kendi iç
dünyasına çekilir. Babasının bile girmesine izin vermediği bu dünyadan
onu, Bern Garı'nda duyduğu ve hayatında bir dönüm noktası olan bir keman
sesi çıkarır. Tutkuyla ve hırsla keman çalarak dış dünyayla bağlantı
kuran Lea'nın olağanüstü bir yeteneğe sahip olduğunun ortaya çıkmasıyla
birlikte baba-kızın hayatları ve ilişkileri yıllar içinde önlenemez
şekilde değişir. Zirveye çıkmak uğruna bütün değerlere sırt çeviren
kızının sevgisini ve yakınlığını yitirmemek uğruna seçtiği yol, baba
Martijn van Vliet'i şaşırtıcı bir karara yöneltecektir.
Lizbon'a Gece Treni romanıyla milyonlarca okur ve hayran edinen Pascal Mercier, Lea'da yine baba-evlat teması üzerine yoğunlaşırken derin duygular, mantık dışı anlar, suç ve suçluluk kavramları üzerine düşündürüyor.
Lizbon'a Gece Treni romanıyla milyonlarca okur ve hayran edinen Pascal Mercier, Lea'da yine baba-evlat teması üzerine yoğunlaşırken derin duygular, mantık dışı anlar, suç ve suçluluk kavramları üzerine düşündürüyor.
Sayfa Sayısı: 248
Baskı Yılı: 2014
Dili: Türkçe
Yayınevi: Kırmızı Kedi
Halk Plajı - Kemal Tahir
Kemal Tahir'in Samim Aşkın müstear ismiyle kaleme aldığı bir "ucuz roman". Yazarın geçimini sağlamak amacıyla yazdığı bu roman 15 günde bir yayınlanmak üzere, geniş kitlelere hitap etmesi için çalakalerm yazılmış gibi dursa da yer yer çok incelikli karakterler ve usta dil kullanımı göze çarpıyor. Bir solukta okudum.
Yazarının alamet-i
farikası olmuş diyaloglarla bir oturuşta okunabilecek küçük bir kitap.
Bugün Halk Plajı'nı yeniden okurlarla buluşturmak, hem Kemal Tahir'in
romancılığını, hem de dönemin yayıncılık dünyasını hatırlamak üzere
zevkli bir girişim niteliğinde. Orijinal kapağıyla birlikte sunduğumuz
kitabın, bir zamanlar ilk yayımcının garanti ettiği zevkli saatleri
bugün de yaşatabilmesi beklentisiyle…
Sayfa Sayısı: 176
Baskı Yılı: 2016
Dili: Türkçe
Yayınevi: İthaki Yayınları
Sayfa Sayısı: 176
Baskı Yılı: 2016
Dili: Türkçe
Yayınevi: İthaki Yayınları
5 Nisan 2016 Salı
Foxcather
Spor filmlerini çok seviyorum. Bu sefer de Amerikan Güreş ''Efsanesi'' Mark Schultz ve abisi Dave Schultz'un hikayesine tanık oluyoruz.
Başroldeki Steve Carrell bir komedyen olmasına rağmen olağanüstü bir performans sergilemiş. Yine Schultz kardeşlerde Channing Tatum ve Mark Rufalo da çok başarılı. Ucu Türk güreşine de dokunan bu hikayede başarı ve başarızılığa giden yol anlatılmış.
Konusu kısaca şöyle: Gerçek olaylardan yola çıkılarak beyazperdeye aktarılan Foxcatcher
Takımı, eksantrik bir milyoner olan John du Pont ve iki şampiyon güreşçi
olarak nam salan Mark ve Dave Schultz kardeşler arasındaki trajik
ilişkinin karanlık ve büyüleyici hikayesini anlatıyor. Altın Madalya
sahibi genç güreşçi Mark Schultz, 1988 Seul Olimpiyatları için bir ekip
oluşturmak için zengin varis olan John du Pont tarafından son derece
ihtişamlı olan Pont mülküne davet edilir. Shultz nihayet saygın
kardeşi, Dave’in kanatlarının altından sıyrılarak dışarı adım atabilmek
umuduyla, bu eşi bulunmaz fırsata gözü kapalı "evet" der. Gizli
ihtiyaçları doğrultusunda aradığı motivasyonu elde eden du Pont, dünya
standardında bir güreş takımını oluşturarak hem annesinin hem de
etrafındaki diğer insanlara kendisini kanıtlamayı hedefler.
Vinyl
Dizi denilince HBO'nun eline su dökecek yok! Prodüksiyon olarak son derece başarılı dönem dizilerine bir yenisi daha eklendi: Vinyl
Yapımcıları arasında Martin Scorsese ve Mick Jagger'ın yer aldığı yapım, bir müzik şirketi sahibinin hayatından kesitler sunuyor. tabi devir rock and roll devri diğer bir tabirle ''Sex, Drugs & Rock'n Roll''.
10 Bölüm olarak planlanan 1.Sezonda şu ana kadar 8. bölüm yayınlandı. Baş rolde Richie Finestra karakteriyle Bobby Cannavale var.
Dizi malum +18 ama müzik sevenler için kaçırılmaması gereken bir yapım.Arada Rock'n Roll'un efsanelerinin doğuş serüvenine de tanık olduğumuz dizi yılın en iyilerinden.
Z Raporu - Ali Lidar
Ali Lidar son zamanlarda ismini çokca duyduğum bir yazar. Sosyal medyada da aktif olan yazarın son kitabını bir çırpıda severek okudum. Tavsiye ederim okuyunuz, kendinizden çok şey bulacaksınız.
"Birini ya da bir şeyi sevmek, değer vermek, onu her şeyiyle sevmek demektir çoğu zaman. Ne olduğunu, ne olacağını, sınırlarını bilip, hatalarıyla, eksiklikleriyle, yanlışlarıyla ve sebep olduğu üzüntülerle kabul etmek demektir. Hiç kıvırmasak mı? Kıvırmadan söyleyelim evet, gerçekten sevmek bir tür çaresizliktir. Bir şeyi gerçekten çok seviyorsan başka çaren yoktur da ondan seviyorsundur." Ramazan'ın, Zöhre'nin, Aziz'in, Musa'nın, Pervin ablanın ve görmediklerimizin, görmezden geldiklerimizin hikâyeleri… Ali Lidar bu defa anlatılarının yanına öykülerini de ekliyor; hatıraların hesabını tutuyor ve hayatın z raporunu gözlerimizin önüne seriyor…
(Tanıtım Bülteninden)
Sayfa Sayısı: 168
Baskı Yılı: 2016
Dili: Türkçe
Yayınevi: İthaki Yayınları
"Birini ya da bir şeyi sevmek, değer vermek, onu her şeyiyle sevmek demektir çoğu zaman. Ne olduğunu, ne olacağını, sınırlarını bilip, hatalarıyla, eksiklikleriyle, yanlışlarıyla ve sebep olduğu üzüntülerle kabul etmek demektir. Hiç kıvırmasak mı? Kıvırmadan söyleyelim evet, gerçekten sevmek bir tür çaresizliktir. Bir şeyi gerçekten çok seviyorsan başka çaren yoktur da ondan seviyorsundur." Ramazan'ın, Zöhre'nin, Aziz'in, Musa'nın, Pervin ablanın ve görmediklerimizin, görmezden geldiklerimizin hikâyeleri… Ali Lidar bu defa anlatılarının yanına öykülerini de ekliyor; hatıraların hesabını tutuyor ve hayatın z raporunu gözlerimizin önüne seriyor…
(Tanıtım Bülteninden)
Sayfa Sayısı: 168
Baskı Yılı: 2016
Dili: Türkçe
Yayınevi: İthaki Yayınları
Batman v Superman: Adaletin Şafağı
Uzun süredir beklediğimiz filme sonunda kavuştuk.
Genel olarak filmi beğendim. Senaryo biraz zayıf ve eksiklikler mevcut. Gereksiz kısımlar da yok değil ama atmosfer çok başarılıydı. Her ne kadar eleştiriler alsa da dediğim gibi genel olarak ortalamanın üstündeydi.
Tabi Nolan abimiz çıtayı öyle bir yere koydu ki diğerlerinin ona ulaşması hayli zor.
Genel olarak filmi beğendim. Senaryo biraz zayıf ve eksiklikler mevcut. Gereksiz kısımlar da yok değil ama atmosfer çok başarılıydı. Her ne kadar eleştiriler alsa da dediğim gibi genel olarak ortalamanın üstündeydi.
Tabi Nolan abimiz çıtayı öyle bir yere koydu ki diğerlerinin ona ulaşması hayli zor.
Ben Afleck beklentilerin aksine iyi bir Batman ortaya çıkarmış. Ama filmin bombası bence Wonder Woman olmuş. Hatta diyebilirim ki tek başına kendi filminin çekilmesini de hak etmiş.
Dağın Tepesine Doğru - Arne Dahl
Nordik ya da kuzey polisiye son zamanlarda sevdiğim türler arasında üst sıralara yükselmiş durumda. Kendilerine ait kültürleri olan kuzey ülkelerindeki soğuk, karanlık ama bir o kadar da huzurlu yaşamları polisiye romanlarına da yansıyor.
Uyuşturucu ticareti, mafya, seri cinayetler...
İsveç’i sarsmaya hazırlanan büyük bir plan…
Yaklaşan felaketi yalnızca A-Takımı durdurabilir.
"Arne Dahl günümüzün en iyi polisiyelerini yazıyor" Die Zeit
Yüksek güvenlikli bir hapishanede bir mahkûm hassas patlayıcıyla havaya uçuruluyor.
Karanlık banliyö köşesinde kanlı bir çete savaşı yaşanıyor.
Basit bir bar kavgası bir adamın ölümüyle sona eriyor.
İsveç’te karanlık bir tezgâh dönüyor.
Orijinal adı ve dili:
Upp till toppen av berget
Sayfa Sayısı: 416
Ebat: 13.6×21 cm
Yayın Tarihi: Temmuz 2015
Arne Dahl'ın bu romanı da oldukça sürükleyici bir kurguya sahip. Bu serinin dizisi yine BBC tarafından yayınlanmış ve internet torrent sitelerinde orjinal dil- altyazılı olarak mevcut. Yakın zamanda seyredilecek listeme eklendi.
Kitap Hakkında:
İsveç’i sarsmaya hazırlanan büyük bir plan…
Yaklaşan felaketi yalnızca A-Takımı durdurabilir.
"Arne Dahl günümüzün en iyi polisiyelerini yazıyor" Die Zeit
Yüksek güvenlikli bir hapishanede bir mahkûm hassas patlayıcıyla havaya uçuruluyor.
Karanlık banliyö köşesinde kanlı bir çete savaşı yaşanıyor.
Basit bir bar kavgası bir adamın ölümüyle sona eriyor.
İsveç’te karanlık bir tezgâh dönüyor.
Orijinal adı ve dili:
Upp till toppen av berget
Sayfa Sayısı: 416
Ebat: 13.6×21 cm
Yayın Tarihi: Temmuz 2015
Kaydol:
Kayıtlar (Atom)