27 Aralık 2010 Pazartesi
Tangled
23 Aralık 2010 Perşembe
Black Swan
Darren Aronofsky'nin 4 Altın Küre adayı ve muhtemelen de Oscar adayı olacak son filmi. Başrollerde Natalie Portman, Mila Kunis, Vincent Cassel ve Winona Ryder oynadığı film, New York'ta genç bir balerin olan Hana'nın (Portman) KUğu Gölünde hem beyaz hem de siyak kuğu ( Swan Queen) rollerini canlandırması sırasında kendi iiçnde ve çevresiyle olan problemlerine odaklı bir film. Başından sonuna kadar heyecan ve gerilim yüklü bir hikaye, harika Tchaikovsky müzikleriyle sizi adeta koltuğunuza yapıştırıyor. Natalie Portman rolünde harikalar yaratırken, Oscar'a da göz kırpıyor.Mutlaka izlenmeli.
Chris Botti - In Boston
Chris Botti in Boston features trumpeter Chris Botti along with a bevy of name artists performing live with the Boston Pops Orchestra at Symphony Hall in 2008. Fully documented as a concert film and album, the night is an intimate and soulful birds-eye view of the supple-toned trumpeter who has grown into his role as a virtuoso since his time backing up Sting -- who of course appears here. Perhaps it isn't surprising then the concert is subtly reminiscent of Sting's own classic coming of age concert moment Bring on the Night. If Sting's 1986 show was an attempt to reintroduce himself to the world as a pop-cum-jazz artist, then Botti's 2008 show is clearly a showcase for the one-time smooth jazz wunderkind to fully represent himself as the eye of his own crossover storm. Having never fully embraced the synthetic vibe of the smooth jazz sound, Botti has spent his time since 2004's massively popular When I Fall in Love creating his own organic, acoustic and "straight-ahead" crossover jazz. In the context of contemporary smooth jazz, Botti's retro-gesture is actually kind of innovative. Clearly owing a heavy debt to legendary trumpeter Miles Davis, Botti not only surrounds himself with the elegant, live Boston Pops Orchestra, but has hired some of the most heavy-hitting rhythm section players on the scene with drummer Billy Kilson, bassist Robert Hurst, pianist Billy Childs, guitarist Mark Whitfield, and others. The result clearly pulls much inspiration from Davis' work with Gil Evans -- he even plays "Flamenco Sketches" -- but never seems to belabor the comparison. Similarly, Botti's choice of guest artists including vocalist Josh Groban, violinist Lucia Micarelli, and even rocker Steven Tyler always appears genuinely considered based on Botti's own musical taste. And although pairing the elegant cellist Yo-Yo Ma with Botti is somewhat of a no-brainer, their work together here, much like the entire concert itself, is never less than breathtaking. [A CD/DVD version was also released.] ~ Matt Collar, Rovi All Music Guide
01. Ave Maria - (featuring Chris Botti/Billy Childs)
02. When I Fall In Love - (featuring Chris Botti/Mark Whitfield/Robert Hurst/Billy Childs/Billy Kilson)
03. Caruso
04. Seven Days - (featuring Chris Botti/Dominic Miller/Mark Whitfield/Robert Hurst/Russ Irwin/Sting/Billy Childs/Billy Kilson)
05. Broken Vow - (featuring Chris Botti/Josh Groban/Mark Stephens)
06. Flamenco Sketches - (featuring Chris Botti/Mark Whitfield/Robert Hurst/Billy Childs/Billy Kilson)
07. Hallelujah - (featuring Chris Botti/Mark Whitfield)
08. I've Got You Under My Skin - (featuring Chris Botti/Katharine McPhee/Mark Whitfield/Robert Hurst/Billy Childs/Billy Kilson)
09. Cinema Paradiso - (featuring Chris Botti/Robert Hurst/Yo-Yo Ma/Billy Childs)
10. The Look of Love - (featuring Sy Smith)
11. Emmanuel - (featuring Lucia Micarelli)
12. Glad To Be Unhappy - (featuring Chris Botti/John Mayer/Mark Whitfield/Robert Hurst/Billy Childs/Billy Kilson)
13. Cryin' - (featuring Steven Tyler)
14. Smile - (featuring Chris Botti/Mark Whitfield/Robert Hurst/Steven Tyler/Billy Childs/Billy Kilson)
15. Indian Summer
16. Shape of My Heart - (featuring Josh Groban/Sting)
17. If I Ever Lose My Faith In You - (featuring Chris Botti/Dominic Miller/Mark Whitfield/Robert Hurst/Russ Irwin/Sting/Billy Childs/Billy Kilson)
18. Time To Say Goodbye
19. Credits
Behind The Scenes: Chris Botti In Boston.
10 Aralık 2010 Cuma
Beyoncé: I Am... World Tour
108 Shows, 78 Cities, 32 Countries, 6 Continents, 1.1 Million Fans. Beyoncé’s I Am... World Tour captures concert footage from numerous shows edited into one extraordinary concert. Weaved into this concert are highlights that give a rare glimpse into the dynamic and personal world of this multi-faceted icon. Included in this package is a Live CD of the concert, a behind-the-scenes documentary of her life along the tour and a 40-page book of exclusive photos. I Am... World Tour captures not only an unforgettable performance from the superstar singer and entertainer, but showcases her astonishing talent as a filmmaker, director and producer.
DVD Menu:
1. Intro
2. Crazy In Love feat. Jay-Z
3. Naughty Girl
4. Tomorrow I Am Sasha Fierce
5. Freakum Dress
6. Get Me Bodied
7. Smash Into You
8. Ave Maria
9. Broken-Hearted Girl
10.If I Were A Boy / You Oughta Know
11. Robot
12. Diva
13. Radio
14. Socks & Stilettos
15. Ego feat. Kanye West
16. Hello
17. Sasha vs. Beyoncé
18. Baby Boy / You Don’t Love Me, No No No
19. Irreplaceable
20. Check On It
21. Bootylicious
22. Upgrade U
23. Video Phone
24. Are You Filming Me With That?
25. Say My Name
26. At Last
27. Listen
28. Single Ladies Contest
29. Single Ladies (Put A Ring On It)
30. Halo
Bonus Footage:
Mic And A Light
30 Kasım 2010 Salı
Glee
Televizyonun yükselen yıldızı Glee. Amerikada 2.sezonuna giren dizi bir lisedeki Glee klübünde (bizdeki okul korosu gibi birşey) yaşanan olayları anlatıyor. Bir ispanyolca öğretmeninin klübün başına geçmesiyle başlayan olaylar klübün bölgesel yarışmalara katılması yolunda karşılaştıkları güçlükler ve engellemelerle devam ediyor. Her ne kadar kaybedenlerin hikayesi olsada, dizi gerek olağanüstü müzik seçimleri gerekese de mükemmel vokal ve dans performanslarıyla kendini izlettiriyor. Özellikle Sue Sylvester rolündeki Jane Lynch harikalar yaratıyor. İnsanda eski Fame günlerini hatırlatan bu dizi müzikal-komedi-drama sevenlere şiddetle tavsiye olunur.
13 Ekim 2010 Çarşamba
Caprica
Her hikayenin bir başlangıcı vardır. Fırtınalarla dolu Battlestar Galactica dizisinin sona ermesinden sonra- mükemmel bir finalle tabiki- hikayenin en başına dönüyoruz. 58 yıl önce cylonların yaratılış hikayesini Greystone ve Adama ailesinin kaderlerinin acı bir noktada kesişmesiyle başlayan epiksi hikayesi. Bunun yanında tek tanrı inancının nasıl ortaya çıktığı gibi BSG'deki bir çok gizemi ortaya çıkaran dizinin 1. sezonunu ikinci yarısı başladı. BSG fanatikleri zaten dört gözle bekliyorlardı diziyi, fakat sağlam bir senaryosu olan aklı başında bir dizi izlemek isteyenler göz atabilir.
Ana Kadro
* Eric Stoltz as Daniel Graystone - Husband of Amanda and father of Zoe
* Esai Morales as Joseph Adama - Father of William and Tamara
* Paula Malcomson as Amanda Graystone - Wife of Daniel and mother of Zoe
* Alessandra Torresani as Zoe Graystone - Daughter of Daniel and Amanda
* Magda Apanowicz as Lacy Rand - Zoe's best friend
* Sasha Roiz as Sam Adama - Brother of Joseph
* Polly Walker as Sister Clarice Willow - Headmistress at Athena Academy
Yardımcı Oyuncular
* Sina Najafi as William Adama
* Brian Markinson as Jordan Durham
* Genevieve Buechner as Tamara Adama
* Hiro Kanagawa as Cyrus Xander
* Patton Oswalt as Baxter Sarno[32]
* Alex Arsenault as Philomon
* John Pyper-Ferguson as Tomas Vergis
* Peter Wingfield as Gara Singh
* Luciana Carro as Priyah Magnus
* Panou as Olaf Willow
* Scott Porter as Nestor Willow
* Karen Elizabeth Austin as Ruth Adama
* Richard Harmon as Tad Thorean (Heracles)
* James Marsters as Barnabus Greeley
* Avan Jogia as Ben Stark
* Teryl Rothery as Evelyn
Resmi Sitesi...
28 Eylül 2010 Salı
Boardwalk Empire
Dizi dönemin atmosferini oldukça iyi yansıtmasının yanı sıra özellikle harika müzik seçimleriyle seyredenin diziden maksimum düzeyde keyif almasını sağlıyor. Oyunculuklar da üst düzeyde özellikle Steve Buscemi başrolde harikalar yaratmış. İlk bölüm özellikle film tadında ve süresi de yaklaşık o kadar (1:12). Bu senenin Emmy ödüllerinde artık Madmen'in ödül alamayacağı bir yıl olacak nihayet. Son olarak eğer bir dizi HBO yapımıysa kalite garanti...
23 Eylül 2010 Perşembe
Anna Netrebko - The Woman, The Voice
''A woman whose beauty is matched by her talent, Anna Netrebko has become one of the most acclaimed new talents in classical vocal music, and this special presentation features her performing a series of famous arias from the great operas. In Anna Netrebko: The Woman, the Voice, the diva performs highlights from Faust, Don Giovanni, La Sonnambula, La Bohème, and Rusalka is a series of set pieces staged by the noted director and choreographer Vincent Paterson. ''~ Mark Deming, Rovi
To buy it...
Despicable Me
Renk renk çiçeklerle çevrili, güleryüzlü komşuluk ilişkilerinin sürdüğü banliyöde, bu yaşantıyı bozacak bir sır saklıdır. Banliyönün en bakımsız ve çirkin evinde yaşayan Gru, küçük köleleri ile birlikte dünyanın kaderini değiştirecek bir plan yapmaktadır. Gru, dünyanın uydusu Ay'ı çalmaya karar vermiştir.
Üç küçük yetim olan Margo, Edith ve Agnes, bu kötü kalpli adamla karşılaştıklarında ise, hiç kimsenin göremediği bir ayrıntıyı fark ederler: Gru onlar için potansiyel bir baba adayıdır.
Up'tan sonra yine duygusal yönü ağır basan bir animasyon daha.Kesinlikle Oscar adayı olur. Türkçe dublajlı olarak izledim ve Ata Demirer & Yekta Kopan çok başarılı bir iş ortaya çıkarmış. Kesinlikle yılın şimdilik en iyi animasyonu diyebilirim.
15 Eylül 2010 Çarşamba
Salt
Lara Croft olarak ve sonrasındaki Wanted filmindeki başarılarından sonra Angelina yine aksiyonun ortasında. Filmlerde pek dublör kullanmayı sevmediğini bildiğimiz aktrist bu filmde epey zorlanmış olmalı. Süpriz finale kadar soluksuz izlenen film ilgiyi hakediyor.Artık Angelina kadın aksiyon yıldızları arasında 1 numara sıfatını sonuna kadar hak ediyor.
1 Eylül 2010 Çarşamba
Inception
Konusu bu şekilde özetlenebilecek olan film gişede büyük bir başarı elde etti. Özgün sayılabilecek bir konusu ve olağanüstü görsel efektleriyle dikkat çeken yapım IMDB'de puan sıralamasında 4. sırada kendine yer bulmuş. Oyuncu kadrosu da gerçekten büyük isimlerden oluşan film Nolan'ı dahi yönetmenler sınıfına sokmuş oldu. Mutlaka izlenilmesi gereken bir başyapıt.
27 Temmuz 2010 Salı
Knight and Day
Yalnız bir kadın olan June, oldukça sıradan bir yaşam sürüyordur. Kız kardeşinin evliliği için hazırlık yapan June, tesadüf eseri bir süper ajan olan Milner ile karşılaşır. June, Milner’la tanışmalarının ardından bir dizi maceranın içine düşer. Ne yaparsa yapsın, tesadüfler onları hep bir araya getirecektir.
ayrıntılı bilgi için..
ya da...
20 Temmuz 2010 Salı
Ingrid Fliter in Recital
Miami Recital June 12, 2006 [82 min.]
Haydn
Sonata No. 53 in E minor, Hob XVI:34
Beethoven
32 Variations on an Original Theme in C minor, WoO 80
Sonata No. 18 in E-flat, Op. 31, No. 3
Chopin
Nocturne in D-flat, op.27 No.2
Polonaise in F-sharp minor, op.44
Scherzo No. 4 in E Major, op.54
Ballade No. 4 in F minor, op.52
Ingrid Fliter, piano
Interview with Ingrid Fliter [28 min.]
Keyifli seyirler...
Ölü Ruhlar Ormanı
Katili ormanda arıyordu.
Oysa orman katilin içindeydi.
İnsanın içindeki vahşi çocuk gibi.
Genç ve yalnız bir kadın olan Yargıç Jeanne Korowa, tesadüfen şahit olduğu bir psikiyatri seansı sayesinde Paris’te işlenen tüyler ürpertici seri cinayetlerin failini keşfetmiştir. Ama elinde hiçbir kanıt yoktur ve katilin peşine tek başına düşmek zorundadır.
Böylece Guatemala, Nikaragua ve Arjantin’de soluk soluğa ve kanlı bir takip başlar.
(Tanıtım yazısından)
Grange'ın bu yeni romanı bir klasik olmaktan uzak olmakla birlikte, sürükleyici ve merak uyandıran finaliyle kendini okutmasını biliyor. Şiddet dozu biraz fazla fakat cinayet tasvirleri oldukça etkileyici ve hayal gücünün sınırlarını zorlamakta. Ayrıca süpriz sayılabilecek finali de cabası.
Jeanne Korowa adlı bir sorgu yargıcı etrafındaki olaylar Paris'teki akıl almaz cinayetlerle başlayıp, Güney Amerikaya kadar uzanan soluk soluğa bir maceraya dönüşüyor. Grange hayranıysanız mutlaka okursunuz zaten. Değilseniz başlamak için diğer eski kitaplarını seçmenizde fayda var.
9 Temmuz 2010 Cuma
True Blood
True Blood, 7 Eylül 2008 tarihinde HBO'da yayımlanmaya başlanan, fantazi içerikli dram türündeki ABD yapımı dizi.Ülkemizde foxlife kanalında gösterilyor.Moda olduğu üzere bir vampir dizisi denilebilir. Dizi yazar Charlaine Harris'in Sookie Stackhouse Serisi veya Güney Vampirleri Serisi olarak adlandırılan kitap serisini temel alıyor. Dizide ABD'nin güneyinde, Louisiana eyaletinde bulunan Bon Temps isimli küçük (kurgusal) bir kasabada vampirler ve insanların birlikte yaşamaya başlaması, aralarındaki etkileşim konu ediliyor. Dizinin baş kahramanları Sookie Stackhouse (Anna Paquin) isimli telepatik yani insanların düşüncelerini okuyabilen bir garson kız ile aşık olduğu Bill Compton (Stephen Moyer) isimli bir vampir. Diğer vampir dizilerinin aksine oldukça espirili ve erotizm dozu fazlaca bir dizi.Ben de ismini duymuştum fakat ilk sezonu yeni seyretmeye başladım. Normalde HBO'da 3.sezon başladı, ayrıca ülkemizde FX kanalında eski bölümleri izlenebilr.
Bu arada dizi sayesinde ortaya çıkan bir içecek oldukça popüler bu aralar. İzlemesi oldukça keyifli bu diziyi tavsiye ederim.
http://www.hbo.com/true-blood/index.html
5 Temmuz 2010 Pazartesi
İstanbul Hatırası
Yedi hükümdar, yedi kadim mekân, yedi gizemli olay ve yalın bir gerçek!
Ahmet Ümit’in beklenen romanı İstanbul Hatırası 1 Haziran tarihinde okurlarla buluşuyor. Romanlarında zengin arka planı polisiye kurgu içinde vermekteki ustalığı ile bilinen Ahmet Ümit’in bu romanı da yine peş peşe işlenen cinayetlerin çevresinde kurgulanmış. Ancak bu kitabı sıradan bir polisiye romandan ayıran birçok özellik var. Her şeyden önce zengin kadrosu ile İstanbul Hatırası, çeşitli kesimlerden İstanbulluyu bir araya getirerek içinde barındırdığı alt öykülerle zengin bir yapı sunuyor. Birbirine bağlanan bu alt öyküler bir yandan gerilimin etkisini artırırken bir yandan da romanı şenlikli ve çok yönlü bir yapıya ulaştırıyor.
Kitabın bir başka önemli özelliği de İstanbul hakkında son derece detaylı bilgi içermesi. Kurgunun içine yerleştirilen bu bilgiler hem okumayı daha meraklı hale getiriyor hem de tarih aracılığıyla çok günümüzün dışındaki öykülerin de kurguya yerleşmesine imkan tanıyor. Böylece Ahmet ümit’in İstanbul Hatırası adlı romanı, başka başka dönemlerin öykülerinin eşliğinde, günümüz İstanbul’unun geniş bir panoramasını oluşturuyor. Tutucusundan modernine, eski İstanbullusundan yeni göç etmişine, milliyetçisinden gayrı Müslim’ine varana dek İstanbullu diye adlandırılabilecek herkes bu kitabın içinde kendi öyküleriyle birlikte İstanbul’un devasa çarklarının dişlilerini dile getiriyor. Binlerce yıllık tarihiyle İstanbul başrolü oluştururken romana girip çıkan her karakter de İstanbul’un nasıl İstanbul olduğunu aktarıyor.
Bir solukta okunan, her sayfada ah keşke orada olsam da önünden defalarca geçtiğim yerlere bir de bu gözle baksam dedirten bir Ahmet Ümit klasiği daha...
28 Haziran 2010 Pazartesi
Planet 51
16 yaşındaki LEM Gezegen 51’de, beyaz çitlerle çevrili, Amerika’nın 1950’lerdeki masum halini anımsatan bir yerde yaşamaktadır. Korunaklı ve tahmin edilebilir, tekdüze hayatında mutludur ve gününü o bölgedeki gökevini yönetip, hoşlandığı komşusu NEERA ile geçirme hayalleriyle geçirmektedir.
Lem ve Chuck tanışır ve sonunda ortak korkularını yenerek bir dostluk kurarlar. Lem, Chuck’ı paranoyak ve aralarına giren herhangi bir yabancıyı yakalayıp yoketme güdüsünde olan Gezegen 51 Ordusu’ndan saklamaya karar verir. Chuck’ın tek isteği ise, kendisini bırakıp gitmeden önce uzay gemisine ulaşmaktır. Lem ve arkadaşları; Gezegen 51’in çok da zeki olmayan birkaç askeri ve hayranlık uyandıran araştırmacı robot ROVER ile Chuck çok da geç olmadan gemsiine kavuşmaya çalışır...
Filmde yer yer diğer filmlere yapılan atıflar ve göndermeler dikkat çekiyor. E.T. ve Wall-E benzerlikleri ayrıca göze çarpıyor. Biz hep uzaylıları ''diğeri'' olarak gördüğümüzden film acaba kim diğeri diye de sorulamamıza neden oluyor. Hoş ve eğlenceli bir animasyon, keyifle izlenebilir.
25 Haziran 2010 Cuma
Hilary Hahn: A Portrait DVD
Amazon link:
15 Haziran 2010 Salı
Perge Antik Kenti
Perge, Antalya`nın 18 km doğusunda, Aksu Bucağı`nın sınırları içinde bulunan bir antik kenttir. Kilikya - Pisidya ticaret yolunun üstünde yer aldığı için önemli bir Pamphylia şehridir. Şehrin kuruluşu diğer Pamphylia şehirleriyle aynı zamana rastlar (M.Ö. 7 yüzyıl). Ana tanrıçası Perge Artemisi olan Perge hristiyanlar için önemli bir kent idi. M.S. Aziz Paulos ve Barnabas Perge`ye gelmiştir. Magna Plancia gibi kimi zenginler Perge`ye önemli anıtlar kazandırmışlardır.
İlk kazıların 1946 yılında İstanbul Üniversitesi tarafından başlatıldığı Perge`de önemli kalıntılar şunlardır:
Tiyatro: Cavea, orkestra ve scene olmak üzere üç ana bölümden oluşur. 12,000 seyirci kapasitelidir. Alt tarafta 19, üstte 23 oturma sırası vardır.
Stadion: 34 x 34 m. boyutlarındadır. Tonozlar üzerinde onüç oturma sırası vardır. Doğu ve satı tarafa otuzar, kuzeyde ise on tonoz bulunmaktadır. Her üç tonozdan biri Stadion`a giriş, diğer ikisi ise dükkan olarak kullanılmaktadır
Agora: Şehrin ticari ve politik merkezidir. Ortadaki avlunun etrafında çepeçevre dükkanlar vardır. Bazı dükkanların tabanı mozaikle kaplıdır. Meydanın ortasında 13.40 m. Çapında yuvarlak bir yapısı olan agora 76 x 76 m. boyutlarındadır.
Sütunlu Cadde: Aropol eteğinde nympheum arasında uzanır. Ortasında 2 m. genişliğinde bir su kanalı caddeyi ikiye ayırır.
Perge`deki diğer yapılar, nekropol, surlar, gymnasium, hamam, anıtsal çeşme ve kapılardır.
Yaz-başı tatilindeki bir başka durağım olan Perge'de Efes kadar olmasa da önemli bir antik kent. Kazılardan çıkanların büyük kısmı Antalya Müzesinde sergilenmekte. Hemen yol üzerinde olması nedeniyle Antalya civarına yapılan gezilerde uğranılması gereken bir yer.
Antalya Arkeoloji Müzesi
Birinci Dünya Savaşı’nın sonuna doğru Antalya’nın İtalyanlar tarafindan işgali sırasında işgal kuvvetleri ile birlikte gelen arkeologlar, yöreyi gezerek buldukları antik eserleri toplayıp İtalyan Konsolosluğu’na taşımaya başladılar. O zamanlar Antalya tarihine ilgi duyan ve arkeolojiyi seven öğretmen Süleyman Fikri Erten, tarihi eserleri medeniyet adına topladıklarını iddia eden italyanların bu hareketlerine karşı çıktı. Tekeli Mehmet Paşa Camii’nin yanında terk edilmiş küçük bir mescidi düzenleyerek Antalya Müze’sinin ilk temelini atmış oldu. Daha sonra İtalyanların Antalya’dan çekilmesi üzerine onların topladıkları eserleri de bu küçük müzeye getirdi.1937 Yılından sonra Yivli Minare Camii müze olarak kullanıldı. Bölgede yapılan kazılarda yeni yeni eserler bulundu. Eski uygarlıkların kalıntıları bir bir toprak üzerine çıkarılıp sergilendiği Antalya Arkeoloji Müzesi, 1988 yılında “Avrupa Konseyi Özel Ödülü”ne layık görüldü.
Bu kısa yaz-başı tatilinde ziyaret etme fırsatı bulduğum müzedeki özellikle mermer heykeller ve lahitler çok etkileyiciydi. Çektiğim bir kaç fotoğraf aşağıda. Antalya'ya gidince mutlaka ziyaret edilmesi gereken bir müze...