Dili ve anlatımı biraz zorlayıcı olsa da hüzünlü bir hikayeyi dolaylı yoldan anlatan bir kitap olmuş. Sonuç da biraz havada kalmış ve kitap boyunca yükselen beklentiyi pek karşılamıyor.
(Tanıtım Bülteninden)
Lea annesinin ölümünden sonra büyük bir yalnızlığa düşer ve kendi iç
dünyasına çekilir. Babasının bile girmesine izin vermediği bu dünyadan
onu, Bern Garı'nda duyduğu ve hayatında bir dönüm noktası olan bir keman
sesi çıkarır. Tutkuyla ve hırsla keman çalarak dış dünyayla bağlantı
kuran Lea'nın olağanüstü bir yeteneğe sahip olduğunun ortaya çıkmasıyla
birlikte baba-kızın hayatları ve ilişkileri yıllar içinde önlenemez
şekilde değişir. Zirveye çıkmak uğruna bütün değerlere sırt çeviren
kızının sevgisini ve yakınlığını yitirmemek uğruna seçtiği yol, baba
Martijn van Vliet'i şaşırtıcı bir karara yöneltecektir.
Lizbon'a Gece Treni romanıyla milyonlarca okur ve hayran edinen Pascal Mercier, Lea'da yine baba-evlat teması üzerine yoğunlaşırken derin duygular, mantık dışı anlar, suç ve suçluluk kavramları üzerine düşündürüyor.
Lizbon'a Gece Treni romanıyla milyonlarca okur ve hayran edinen Pascal Mercier, Lea'da yine baba-evlat teması üzerine yoğunlaşırken derin duygular, mantık dışı anlar, suç ve suçluluk kavramları üzerine düşündürüyor.
Sayfa Sayısı: 248
Baskı Yılı: 2014
Dili: Türkçe
Yayınevi: Kırmızı Kedi
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder