14 Haziran 2016 Salı

Truth

Haber konulu filmler özellikle Newsroom dizisinden sonra ilgi çekici hale geldi benim için. Bu film de gerçek olaylardan yola çıkarak eski Amerikan Başkanı Bush hakkında yaptıkları haberden sonra zor durumda kalan çok ünlü bir anchorman ve yapımcısının hikayesini anlatıyor.


Filmin kadrosu çok iyi bir kere. Cate Blanchet - ki hastasıyım kendilerinin ve Robert Redford üst düzey oyuncular zaten. Konu da ilginç olunca sıkılmadan ve heyecanla izledim. Filmi izlerken bizdeki medya ile de karşılaştırma yapınca gerçek anlamda gazeteciliğin yok olmaya yüz tuttuğunu bir kez daha anladım.

London Has Fallen

Olympus'tan sonra sıra da Londra var. İlk filmde Beyaz Saray işgal altından! kurtarılmıştı. Aynı kadro bu sefer intikam peşinde koşan teröristlerin elinden ABD Başkanını kurtarıyor.


Kadro iyi, aksiyon düzeyi iyi fakat konu saçma olunca çok kafa yormadan izledim. Umarım devamı gelmez.

9 Haziran 2016 Perşembe

The Dressmaker

Geçtiğimiz akşam izlediğim ve beğendiğim bir film ''The Dressmaker'' ya da Türkçe adıyla ''Düşlerin Terzisi''.


Konusu kısaca şöyle:
''Tilly Dunnage güzel, yetenekli ve sıra dışı bir kadındır. Vicdanında taşıdığı büyük bir yükle, annesi Molly yi bulmak için doğduğu kasabaya döner. Tilly artık kasabada bir yabancı sayılmakta ve katil olarak suçlanmaktadır. Geçmişin yaraları ile döndüğü bu yerde Tilly yi kasabalıya yaklaştıran şey Tilly nin eşsiz terzilik yetenekleri olur. Acılar yerini kahkahalara bırakırken Tilly modacı kimliğiyle kasabanın kadınlarını adeta baştan yaratır. Bu arada geçmişini haksız bir şekilde karalayanlardan tatlı tatlı intikamını almaya başlayan Tilly kasabanın yakışıklısı Teddy ye kalbini kaptırınca bu aşkın ona tahmin edemeyeceği şeyleri yaptıracağını görecektir.''

Başrolde  Kate Winlset ve Liam Hemsworth'un  (nam-ı diğer Thor) olduğu film, kendine özgü atmosferi, yer yer eğlendirici dili ve hüzün yüklü olay örgüsüyle izlenmeye değer.

Race

Spor filmlerini seviyorum hele de böyle biyografik olanlarını. ''Race'' efsanevi sprinter Jesse Owens'ın hikayesini anlatıyor bize.

Irkçılık ve ayrımcılığın olduğu bir ortamda kendini kabul ettirmeye çalışan bir dünya ve olimpiyat şampiyonunun hikayesi anlatılan. Bir yandan da 1936 berlin Olimpiyatlarının düzenlenme süreci ve Hitler'in Yahudi ve Siyahlara olan karşı tutumu da ekrana yansıyor.


Olimpiyatta 4 altın madalya birden kazanarak efsane olan Jesse Owens, ülkede siyahlara karşı ön yargıların yıkılmasına da ön ayak olmuştu. Spordan özellikle atletizmden hoşlananlar kaçırmasın.

Öldürmeye Değer Kişiler - Peter Swanson

Kitap Ağacı Polisiye Kulübü okuması için aldığım fakat biraz geç okuduğum kitap.


Kurgusunu beğendim.  Rahatlıkla senaryo olarak filme adapte edilebilir. Tavsiye ederim.

Arka Kapak:

BİRKAÇ TANE ÇÜRÜK ELMA TANRI’NIN BELİRLEDİĞİ ZAMANDAN ÖNCE YOK OLSA NE FARK EDER...

Lily Kintner Heathrow Havalimanı, bekleme salonunun barında Ted Severson’la tanışır. İçilen martinilerin sayısı arttıkça aralarındaki samimiyet de artar. Bu iki yabancı kendileriyle ilgili en mahrem sırları birbirlerine anlatırlar. Ted, karısı Miranda’nın kendisini bir hafta önce aldattığını öğrendiğini söyler. Belki de en başından beri birbirlerine uygun değildirler. Sohbet ilerledikçe Ted yarı şaka karısının ihaneti yüzünden onu öldürmek istediğini açıklar. Bu şok edici itiraf karşısında Lily, ona bu konuda yardım edebileceğini söyleyerek işi içinden çıkılmaz bir hale sokar. Ne de olsa herkes bir gün ölecektir, birkaç çürük elmayı zamanından önce toprağa göndermenin ne sakıncası olabilir ki?
Bir anda bu ikili kendilerini ölümcül bir kedi-fare oyununun içinde bulurlar; her şey bittiğinde yalnızca bir kişi hayatta kalabilecektir.

3 Haziran 2016 Cuma

Merhume - Murat Uyurkulak

Bu yazar hakkında internette o kadar çok övgü ve beğeni dolu yazı okudum ki anlatamam. Son kitabını alıp okudum doğal olarak.


Kitabı nasıl tanımlayacağımı bilemiyorum açıkcası; hafif polisiye tadı olsa da kurgusu çok iyi dili de oldukça eğlenceli. Sıra önceki kitaplarını da okumada. 

Tanıtım Bülteninden:
 Hayat ölümden beter olduğunda, cinayet hobiye dönüşür.

'Bir gün, öyle bir an geldi ki, kötü biri olmaya karar verdim. Taştan bir kalple kurtulurum sandım. Ama çok geçti artık, tüm vakitlerin sahibi silahına benden önce davranmıştı, şahane bir tebessümle bastı tetiğe, kurtulamadım, günaha girdiğimle kaldım.
Şimdi önümarkamsağımsolumüstümbaşımyüzümgözüm tövbe...'

Olayı çözsen de kaderi değiştiremezsin. Beyhudelik zindanından çıkamazsın. Bunu sen de biliyorsun.
Kült romanlar Tol ve Har'ın yazarı Murat Uyurkulak'tan tehlikeli bir eser: Merhume.
İlk harfinden son harfine dâhiyane buluşlarla dolu… Hali pürmelalimizi deşifre eden bir macera!
Zifirî karanlıkta yalnız olmadığını, çığlıkları duymaya başladığında anlayacaksın!


 

Esther Yoo - Sibelius & Glazunov Violin Concertos

En son bu albümü dinledim.


Esther Yoo'nun özellikle meşhur ve eşsiz  Sibelius Keman Konçertosu yorumu övgüyü hak ediyor.

Secret in Their Eyes

Geçen akşam izlediğim film.


Oyuncu kadrosu çok iyi olan, polisiye gerilim tarzında hafif süprizli  finaliyle sıkılmadan izlenebilecek bir film.

Joshua Bell Ankara Konseri

Dünyaca ünlü keman virtüözü Joshua Bell'i Ankara'da canlı izleme şansına eriştim ve çok mutlu oldum. Bir sosyal deney için Washington Post gazetesi tarafından yapılan metro istasyonlarında keman çalma eylemini kabul eden Joshua Bell, bu performansı sayesinde normal zamanlarda klasik müzik dinlemeyen pek çok kişi tarafından da Metroda ki Kemancı olarak bilinmektedir. Grammy ödüllü yıldız kemancı Joshua Bell konserinde Antonio Stradivarius’un altın yıllarından kalan, 4 milyon dolar değerinde ki 1713 yılına ait 302 yıllık Stradivarius kemanıyla sahne aldı.


Hakikaten büyüleyici bir performans sunan sanatçı 2 kere de bis yaparak bu geceye katılanlara unutulmayacak bir şölen yaşattı. Dileğimiz bu tür konserlerin Ankara'da artarak devam etmesi. 




Maktülün Şansı -Algan Sezgintüredi

Son zamanlarda adını sıkça duyduğum fakat kitaplarını okuma şansı bulamadığım Algan Sezgintüredi'nin okuduğum ilk kitabı oldu ''Maktülün Şansı''.


Klasik polisiye kitaplarda adet olduğu üzere burada da bir dedektif ve çevresinde ona yardımcı olan (side-kick) arkadaşlarıyla bir kayıp vaksı aydınlatılıyor. Kendisine has dili ve espirili tarzıyla diğer kitaplarının da okunmasını hak ediyor.