30 Aralık 2011 Cuma

CSO Yeni Yıl Konseri





Cumhurbaşkanlığı Senfoni Orkestrasının artık gelenekselleşmeye başlayan yeni yıl konseri bu yıl yine Ankara Arenada gerçekleşti. Orkestrayı alıştığımızın aksine Rengim Gökmen değil, onun yerine göreve getirilen Erol Erdinç yönetti. Anatolian Sopranos yani Esin Talınlı, Çiğdem Önol ve Funda Ateşoğlu orkestraya solist olarak eşlik ettiler. Ama gecenin asıl süprizi dünyaca ünlü genç tenorumuz Bülent Bezdüz'ün varlığıydı.Kendisi opera kaydı dalında Grammy ödülü sahibi ve yurt dışında bir çok operada solist olarak görev yapmakta.




Programa gelirsek opera aryalarından türkülere, senfonik eserlerden valslere hatta latin ezgilerine kadar çok geniş ve halka hitap eden bir repertuvar vardı. Ayrıca Devlet Halk Dansları Toplluğu ve Devlet Opera ve Bale Sanatçıları (biraz Viyana Filarmoni taklidi olmuş ama olsun) danslarıyla eşlik ettiler orkestraya. Sonuçta güzel ve eğlenceli bir konser ile 2011'e veda etmiş olduk.


28 Aralık 2011 Çarşamba

Başkomser Nevzat Çizgi Serisi

Ahmet Ümit'in Everest yayınlarına geçmesinden sonra tüm eski kitapları da bu yayınevinden tekrar yayınlanmıştı. Ardından da daha önce yayınlanmış olan Başkomser Nevzat çizgi serisi de oldukça kaliteli bir baskıyla okuyucuya ulaştı.İkisini çok değerli karikatür ustası İsmail Gülgeç'in çizdiği seride, bir kitaba da çizgi-mizah dergilerinden hatırlayacağımız Aptülika hayat vermiş. Devamının gelmesi dileğiyle.

27 Aralık 2011 Salı

Carnage

Geçtiğimiz hafta içinde sinemada izleme fırsatı bulduğum, çok sıkı bir senaryosu ve 4 muhteşem oyuncu performansıyla öne çıkan bir film. Yönetmen koltuğunda oturan da Roman Polanski olunca film boyunca zamanın nasıl geçtiğini unutup kendinizi akışa kaptırıyorsunuz.Bu yılın mutlaka izlenmesi gerekli yapımlarından.Belki senaryo ve oyunculuklarla Oscar adaylığı bile kapabilir kim bilir?

16 Aralık 2011 Cuma

CSO ve Sarah Chang Konseri



Bu akşam Ankara'nın yeni kongre merkezi Congresium'da Cumhurbaşkanlığı Senfoni Orkestrasını şef Ari Rasilainen yönetecek ve solist olarak da dünyaca ünlü kemancı Sarah Chang orkestraya eşlik edecek. Gecenin programı ise Carl Nielsen'den "Alaaddin Süit", Max Bruch'un ‘’1,Keman Konçertosu sol minör Op.26’’ ve A.Adnan Saygun'un ‘’5.Senfoni Op.70’’ olacak. Daha önceden EMI'den yayınlamış olduğu albümleri severek dinlediğim Sarah Chang'ı canlı dinleyecek olmak mutluluk ve heyecan verici. Sanatçının albümlerine buradan ulaşabilirsiniz.








14 Aralık 2011 Çarşamba

Sol Gabetta - Vivaldi: Il Progetto Vivaldi 2

Sol Gabetta - Vivaldi: Il Progetto Vivaldi 2



Daha önceki ELGAR-Cello Concerto albümünü çok severek dinlediğim Arjantin doğumlu Çellist Sol Gabetta'nın yeni albümü. Vivaldi Projesi 2 adlı albümde Gabetta, Antonio Vivaldi'nin (1678-1741), RV 423, 416, ve 420 numaralı üç çello konçertosunun yanı sıra Vivaldi'nin Çello Sonatı RV 42, Leonardo Leo (1694-1744)'nun çello sonatı ve Giovanni Benedetto Platti'nin çello konçertosuna yer vermiş. Soliste albümde Capella Gabetta eşilk etmiş. Albümü buradan edinebilirsiniz.

9 Ağustos 2011 Salı

Something Borrowed



Beyazperdede daha önce bir çok kere işlenmiş bir konu; en iyi arkadaşımın nişanlısı/sevgilisi/ kocası ısıtılıp yeni oyuncularla karşımızda. Türkçeye ''Ödünç Sevgili'' gibi süper ötesi bir isimle çevrilen film Ginnifer Goodwin 'in iyi oyunculuğuna rağmen vasatı aşamıyor. Kafa dağıtıp 2 saatinizi geçirmek için izlenebilir.


4 Ağustos 2011 Perşembe

Rizzoli & Isles




Best-seller cinayet romanları yazarı Tess Gerritsen'in karakterlerinden uyarlanan TNT'nin polisiye dizisi. Baş rollerinde çok sevdiğim Angie Harmon ( Women's Murder Club'daki Lindsay Boxter) ve Sasha Alexander 'ın oynadığı dizide kahramanlarımız dedektif Jane Rizzoli ve adli tabip Dr.Maura Isles'ın Boston polis departmanındaki maceraları konu ediliyor. 2. sezonu başlayan dizi bizde de CNBC-e ekranlarında izleyiciyle buluşuyor.



Jane Rizzoli



Dr.Maura Isles

Hilary Hahn -Mendelssohn: Violin Concerto / Shostakovich: Violin Concerto No. 1



Klasik müzik arşivim gün geçtikçe genişlese de ne zaman kendimi mutsuz ve yorgun hissetsem ya da huzur arasam dinlediğim albüm bu oluyor. Özellikle Mendelssohn'un keman konçertosu kendimi iyi hissetmemi sağlıyor. Tabi burada Hilary Hahn'ın müthiş yorumunu da es geçmemek lazım. Albüm hakkında ayrıntılı bilgiye bıuradan veya şuradan ulaşabilirsiniz...

29 Temmuz 2011 Cuma

Anadolu Medeniyetleri Müzesi








Geçen hafta Anadolu’nun arkeolojik eserlerini sergileyen ve dünyanın sayılı müzeleri arasında yer alan bir müze olan Anadolu Medeniyetleri Müzesi'ni ziyaret ettim. Atpazarı semtinde, Ankara Kalesi’nin dış duvarının güneydoğu kıyısında, yeni işlev verilerek düzenlenmiş iki Osmanlı yapısında yer alan müze tarih öncesi çağlardan başlayarak Anadolu'da hüküm sürmüş tüm medeniyetelere ait arkeolojik eserleri barındırıyor. Müzede çektiğim bazı fotoğrafları paylaşıyorum ama mutlaka görülmesi ve uzun uzun gezilmesi gerekli bir müze.






Savaşları, Kralları Ve Filleri Anlat Onlara


"Onlar çocuk, savaşları ve kralları, atları,şeytanları, filleri ve melekleri anlat onlara ama aşk ve benzeri şeyleri de anlatmayı da unutma." şeklinde başlayan kitabın konusu kısaca şöyle:

Leonardo da Vinci’nin projesini reddettikten sonra, kendisinden Haliç üzerinde yapılacak bir köprü planı isteyen II. Bayezid’in davetini kabul eden Michelangelo, 13 Mayıs 1506 günü İstanbul’a ayak basar. İtal¬ya’yı, ardında yarım kalmış bir anıtmezar projesi, kızgın ve eli sıkı bir Papa bırakarak terk eden Michelangelo, hiç tanımadığı, tehlikeler ve güzelliklerle dolu yeni bir dünyanın kapısındadır artık.

Gerçek bir olaydan yola çıkarak baştan sona tarihî dokunuşlarla gelişen ve Rönesans insanının Osmanlı dünyasının gizemleriyle karşılaşmasını incelikli ve özenli bir anlatımla işleyen roman, yaratma edimi ve uygarlığın başka bir kıyısına doğru uzanan ancak yarım kalan bir eserin simgesel anlamı üzerine büyüleyici bir düşünce aynı zamanda.
Tarihin bu unutulmuş birkaç haftasının heyecan verici sırlarının izini süren anlatı, çizdiği yetkin ve şaşırtıcı Michelangelo portresiyle de edebiyata damgasını vuracak nitelikte.

Larry Crowne





Başrollerinde Julia Roberts ve Tom Hanks'in yer aldığı film, işini kaybeden orta yaşlı bir adamın yeniden iş bulabilmek için üniversiteye dönerek hayatı keşfetmesini anlatıyor. Sevimli ve saf Larry Crowne (Hanks) deniz kuvvetlerinden ayrıldığından beri çalıştığı şirkette küçülmeye gidilene kadar süper bir ekip lideri olarak çalışmaktadır. İşsiz kalınca ev kredisini ödemekte zorlanan ve boş günlerinde ne yapacağını bilemeyen Larry, dostları ve arkadaşları Lamar (Cedric the Entertainer) ve B’Ella (Taraji P. Henson) tavsiyelerine ihtiyaç duyar. Sonunda yeni bir başlangıç için yerel üniversiteye gitmeye başlar. Doğu Vadisi Halk Üniversitesi’nde Larry, genç öğrencilerden oluşan renkli bir gruba katılılır. Bunların arasında kendilerine daha iyi bir gelecek kurmaya çalışan güzel Talia (Gugu Mbatha-Raw) ve erkek arkadaşı Dell (Wilmer Valderrama) yer almaktadır. Kendisini de hayrete düşürecek şekilde, hitabet hocası Mercedes Tainot’a (Roberts) aşık olur. Mercedes hem öğretmenliğe hem de kocası Dean’e (Bryan Cranston) karşı olan ilgisini büyük ölçüde yitirmiştir. Mercedes, Larry’deki değişimin ilham verici olduğunu görür. Müthiş bir değişim geçiren bu orta yaşlardaki öğrencisine karşı giderek büyüyen ilgisini de inkar edemez.



Haklı olarak hayatının durma noktasına geldiğini düşünen bu sıradan kişi, hiç beklenmedik bir şey öğrenir. Değerli olduğunu düşündüğünüz her şey elinizden kayıp gittiyse, yaşamak için gerçek nedeninizi keşfedebilirsiniz. Yaz aylarında serin salonlarda hoşça vakit geçirebilinecek bir film.


Harry Potter and the Deathly Hallows : Part 2




Ve macera sona erdi. İlk çıktığı günden beri büyük ilgi gören Harry Potter serisinin son filmi Harry Potter and The Deathly Hallows Part 2 ile bir devir kapandı. Belki de serinin en derli toplu filmleri bu son iki film oldu. David Yates'in yönettiği bu son filmde tüm sırlar açığa çıkıyor ve iyiler/kötüler savaşında kazanan belli oluyor. Her son gibi bu da biraz hüzün veriyor, e kolay değil bir nesil bu seriyle büyüdü.











14 Temmuz 2011 Perşembe

Transformers: The Dark of the Moon



Transformers serisinin 3. filmi vizyonda. Micheal Bay imzalı film klasik çekirdek kadrosunu koruyor ( Megan Fox hariç). Yine bol aksiyon ve özel efektli bir filmle karşı karşıyayız. eğlenceli ve heyecanlı bir 2 saat geçirmek için ideal üstelik 3 boyutlu.


16 Haziran 2011 Perşembe

The Killing




Mad Men ile ortalığı kasıp kavuran, almadık ödül bırakmayan AMC kanalının yeni polisiye drama dizisi huzurlarınızda: The Killing. The Killing 2007 Danimarka yapımı (aynı isimli) dizi olan Forbrydelsen'den birebir uyarlama. Konusuna gelecek olursak; Ortada bir cinayet var: Rosie Larsen'i Kim Öldürdü?

Rosie Larsen anlatıldığı kadarıyla oldukça temiz (uyuşturucu kullanmayan, içki ve sigara içmeyen anlamında), okulunda az biraz başarılı, kendi halinde bir kızdır. Ekrana yansıyan ailesinden anladığımız kadarıyla sevgi dolu bir ailede 2 küçük erkek kardeşle mutlu mesut yaşamaktadırlar. Tek falsosu şımarık bir zengin çocuğuyla yaşadığı oldukça kısa süreli aşk!
Dizi, işini bırakıp evlenmek ve tek oğluyla birlikte Kalifornia'ya taşınmak isteyen kadın dedektif Sarah Linden'in (Mireille Enos) bu cinayeti araştırmakla yolculuğunu ertelemek zorunda kalmasıyla başlar. Ve cinayet araştırması gün be gün ekrana yansıtılmış. Rosie'nin cesedinin bir belediye başkanı adayının kampanya araçlarının birinin içinde, gölün dibinden çıkmasıyla cinayete siyaset de karışır ve böylece hayatlar ortak noktada birleşir: Rosie'nin ailesinin kızlarının ölümünden sonra parçalanmış hayatı; dedektif Sarah Linden'in yoluna koymaya çalıştığı cinayet nedeniyle alt-üst olan yaşamı, belediye başkanı olmaya çalışan bir politikacının (Bill Campbell) dillere düşmek üzere olan özel durumu ve Sarah Linden'le ortak çalışan genç ve asi dedektif Stephen Holder (Joel Kinnaman) 'ın kendine has yöntemleri.
İzledikçe tutkuyla bağlanılan ve nefesinizi tutarak bir sonraki bölümü bekleyeceğiniz bir dizi. Şiddetle olmasa da tavsiye ediyorum. Bu arada ilk sezonun 13 bölüm sürmesi planlanıyor.



6 Haziran 2011 Pazartesi

X-Men: First Class







Marvel'den yılın merakla beklenen filmlerinden olan X-Men:First Class, kahramanlarımızın gençlik yılllarına dönmekte ve X-Men'in nasıl kurulduğunun hikayesini anlatmakta. Film içindeki küçük ayrıntılarda bugünkü bazı olayların nasıl gerçekleştiği ( Prof. X'in neden tekerlekli sandalyede olduğu vb. ) de açıklanıyor. Klasik bir çizgi roman uyarlaması tadındaki film her hikayenin bir başlangıcı vardır kuralına hizmet ediyor. Ben özellikle Magneto rolündeki Michael Fassbender'i çok beğendim.




Mutant - İnsan Savaşı Nasıl Başladı?





Filmdeki belli başlı karakterler.

2 Haziran 2011 Perşembe

The Borgias




Showtime kanalının Tudors'tan sonraki yeni tarihi dizisi The Borgias, tarihte Pope Alexander olarak bilinen Borgia papasının papalığa seçilme sürecinden başlayarak gelişen tarihi olayları konu alıyor. Başroldeki Jeremy Irons'ın Papa Alexander'ı canlandırdığı dizi ilk sezon 9 bölüm olarak yayınlandı. Özellikle siyasi oyunlar, ahlak dışı komploloar ve iktidar mücadelesinde yaşananlar bu aileyi tarihte ilk ''suç'' ailesi olarak tanımlıyor. Ayrıca Cesare Borgia rolündeki François Arnaud ve Lucrezia Borgia rolündeki Holliday Grainger oyunculuklarıyla göz dolduruyor. Tarihi dizileri sevenlere tavsiye olunur.



Cesare Borgia & Lucrezia Borgia




Dizide Vatikana sürgün edilen Cem Sultan'dan (resimdeki) da bahsedilmekte.

24 Mayıs 2011 Salı

Game Of Thrones




HBO'nun yeni dizisi ortaçağ ortamında geçen George R. R. Martin'in fantastik kitap serisi A Song of Ice and Fire'dan uyarlanmış bir yapım. İlk kitabın türkçesi "Buz ve Ateşin Şarkısı / Taht Oyunları" ismiyle iki kitap olarak piyasada bulunabiliyor hatta ben aldım fakat okumaya henüz sıra gelmedi. Fakat diğer kitaplar henüz dilimize çevrilip yayınlanmış değil. Konusunu, Westeros ülkesini kontrol edebilmek için 7 soylu ailenin verdiği savaş, politik ve cinsel entrikalar diye özetlemek yeterli olsa da daha fazlasını bilmek isteyenleri 22. dakika.org adlı sitedeki şu yazıyı okumalarını tavisye ederim. Zira gerek olay örgüsü gerekse karakterler arasındaki ilişkiler ve çeşitlilik o kadar fazla ki diziyi tam olarak anlamak için iki kere izlemeniz gerekebiliyor. Elbette bu diziden, -fantastik bir kitap uyarlaması olduğu için- klasik krallık hikayelerinden ziyade Yüzüklerin Efendisi tadında bir yapım beklemeniz gerektiğini hatırlatalım. Ülkemizde şimdilik sadece internet üzerinden izlenebilen dizi gerçekten emek sarfedilen ve yüklüce para harcanan bir prodüksiyon olmuş. Herkese de şiddetle tavsiye ederim.



Ayrıca aşağıdaki şekil kim kimdir sorusuna yanıt olmaya yardımcı olacaktır. (22 dakika.org'a teşekkürlerimle)

16 Mayıs 2011 Pazartesi

Aşk Tesadüfleri Sever

Bu hafta sonu vizyondayken izlemek isteyip de izleyemediğim bir filmi görme şansım oldu. Her ne kadar senaryosu çok zeka parıltısı içermese de Hollywood romantik komedileri tadında güzel bir izlemelikti. Belçim Erdoğan ve Mehmet Günsur'un ayrıca da çocuk oyuncuların rolleri çok başarılıydı. Yan rollerdekilerde hikayenin anlatımına oldukça katkıda bulunuyordu. Keyifli bir iki saat geçirmek için ideal bir film.

Yönetmen : Ömer Faruk Sorak

Senaryo : Nuran Evren Şit Erdik

Müzik : Ozan Çolakoğlu

Oyuncular:
Mehmet Günsür , Belçim Bilgin Erdoğan , Altan Erkekli , Yiğit Özşener , Ayda Aksel , Şebnem Sönmez , Hüseyin Avni Danyal , Yılmaz Gruda

Konusu:
Çocukluk ve ilk gençlik yılları boyunca yolları Ankara'da kesişen ve 2010 yılında İstanbul'da tanışan Özgür (Mehmet Günsür) ve Deniz (Belçim Bilgin), kendilerini engellerle dolu aşk macerasının içinde bulurlar. Bir yandan da geri dönüşlerle onların geçmişlerini izlerken, diğer yandan da Türkiye'nin 70'li, 80'li, 90'lı ve 2000'li yıllarında gezerek, dönemin unutulmaya yüz tutmuş popüler kültür öğeleri, müzikleri, yaşam biçimleri Aşk Tesadüfleri Sever'in nostaljik yönünü tamamlıyor.

12 Mayıs 2011 Perşembe

Mojca Erdmann – Mostly Mozart

"The Soprano of the Future" (Die Zeit) Launched by Deutsche Grammophon Today on Her Debut Recording

Mojca Erdmann – Mostly Mozart


Track Listings
1. "Tiger! Wetze nur die Klauen" (Zaide)
2. "Par les larmes dont votre fille" (Hypermnestre)
3. "Quando avran fine omai"
4. "Padre, germani, addio"
5. "Ruhe sanft, mein holdes Leben" (Zaide)
6. "Ma se colpa"
7. "Batti, batti, o bel Masetto"
8. "Il mio ben quando verrà" (Nina)
9. "Giunse alfin il momento"
10. "Deh vieni, non tadar"
11. "Es ist geschrieben"
12. "Ihr Rosenstunden"
13. "Vedrai, carino, se sei buonino" (Zerlina)

You Will Meet a Tall Dark Stranger

Uzun bir aradan sonra blog yazılarına devam kararı aldım. İlk paylaşımım bir Woody Allen filmi. Cannes Film festivalinin başladığı bugünlerde açılış filmi olan ''Midnight In Paris'' ile gündemde olan Allen'ın 2010 yapımı filmi. Yine yıldızlarla dolu, kadın erkek ilişkilerine odaklı çok eğlendirici ve düşündürücü bir film yapmış Allen. Özellikle Anthony Hopkins'in ''azgın teke'' formatındaki rolü çok çarpıcı. Son derece sürükleyici ve eğlenceli bu filmi kesinlikle tavsiye ederim.

11 Ocak 2011 Salı

Never Let Me Go

Never Let Me Go


Kazuo Ishuguro'nun 2005 yılındaki aynı adlı romanından uyarlanan Never Let Me Go sarsıcı bir İngiliz filmi. Filmin konusu kısaca şöyle : Çocukluklarından itibaren aynı yatılı okula giden, birbirlerine çok bağlı üç dost olan Ruth, Tommy ve Kathy'nin yaşamı huzurlu ve mutlu geçmiştir. Ancak korkunç gerçek onları yakalayacaktır. Üçü de diğer insanlara organ sağlamak için üretilmiş klonlardır. Oyuncu kadrosu Carey Mulligan, Keira Knightley ve Andrew Garfield gibi genç oyunculardan oluşmakta. Aslında film başladığında İngilterede yatılı bir okulda geçen bir hikaye olarak algılıyorsunuz, fakat ilerledikçe işin aslının farklı olduğu ortaya çıkıyor. Her ne kadar konu klonların hayatları olsa da aşk, arkadaşlık kıskançlık ve beklenen sona doğru gidişte yaşanacaklar öne çıkıyor. Filmin sonunda Carey in sölediği.''HAYATLARINI KURTARDIĞIMIZ İNSANLARDAN PEK FARKIMIZ OLDUĞUNU DÜŞÜNMÜYORUM '' sözü filmi çok güzel özetliyor.. İngiltere Bağımsız Film Ödüllerinde 6 adaylık ve 1 ödül alan film yılın süpriz ve seyredilmesi gerekli filmlerinden.



CAREY MULLIGAN





KEIRA KNIGHTLEY





ANDREW GARFIELD

Ayrıca filmin uyarlandığa kitaba buradan ulaşabilirsiniz.