28 Eylül 2010 Salı

Boardwalk Empire



Nelson Johnson’ın “Boardwalk Empire: The Birth, High Times, and Corruption of Atlantic City” adlı kitabından televizyona uyarlanacak olan yapım, Atlantic City’nin gelişimini ve bugünkü haline nasıl geldiğini konu alıyor. Pilot bölümü Martin Scorsese tarafından çekilmiş ve dizinin 12 bölüm olacakmış.Ayrıca dizinin devamında da Martin Scorsese 'nin katkıları olacakmış zira aynı zamanda yapımcısı. Bir başka yapımcı da ünlü oyuncu Mark whakberg. Dizinin ilk bölümü 19 Eylül 2010'da HBO kanalında izleyicinin karşısına çıktı. İlk bölümü, 7.1 milyon seyirciye ulaştı. 2004′ten bu yana en fazla izlenen ilk bölüm olma özelliği taşıyan Boardwalk Empire Deadwood’un bu konudaki başarısını da tekrar etmiş oldu. Boardwalk Empire, ilk bölüm başarısı ve aldığı iyi eleştirilerle ikinci sezonu da garantiledi. HBO yöneticileri biraz da akıllı davranarak, yapımcıların elleri pazarlık masasında daha güçlenmeden ikinci sezon için anlaşmaya vardı.

Dizi dönemin atmosferini oldukça iyi yansıtmasının yanı sıra özellikle harika müzik seçimleriyle seyredenin diziden maksimum düzeyde keyif almasını sağlıyor. Oyunculuklar da üst düzeyde özellikle Steve Buscemi başrolde harikalar yaratmış. İlk bölüm özellikle film tadında ve süresi de yaklaşık o kadar (1:12). Bu senenin Emmy ödüllerinde artık Madmen'in ödül alamayacağı bir yıl olacak nihayet. Son olarak eğer bir dizi HBO yapımıysa kalite garanti...






23 Eylül 2010 Perşembe

Anna Netrebko - The Woman, The Voice

İtalik

''A woman whose beauty is matched by her talent, Anna Netrebko has become one of the most acclaimed new talents in classical vocal music, and this special presentation features her performing a series of famous arias from the great operas. In Anna Netrebko: The Woman, the Voice, the diva performs highlights from Faust, Don Giovanni, La Sonnambula, La Bohème, and Rusalka is a series of set pieces staged by the noted director and choreographer Vincent Paterson. ''~ Mark Deming, Rovi



To buy it...

Despicable Me



Renk renk çiçeklerle çevrili, güleryüzlü komşuluk ilişkilerinin sürdüğü banliyöde, bu yaşantıyı bozacak bir sır saklıdır. Banliyönün en bakımsız ve çirkin evinde yaşayan Gru, küçük köleleri ile birlikte dünyanın kaderini değiştirecek bir plan yapmaktadır. Gru, dünyanın uydusu Ay'ı çalmaya karar vermiştir.

Üç küçük yetim olan Margo, Edith ve Agnes, bu kötü kalpli adamla karşılaştıklarında ise, hiç kimsenin göremediği bir ayrıntıyı fark ederler: Gru onlar için potansiyel bir baba adayıdır.




Up'tan sonra yine duygusal yönü ağır basan bir animasyon daha.Kesinlikle Oscar adayı olur. Türkçe dublajlı olarak izledim ve Ata Demirer & Yekta Kopan çok başarılı bir iş ortaya çıkarmış. Kesinlikle yılın şimdilik en iyi animasyonu diyebilirim.

15 Eylül 2010 Çarşamba

Salt



SALT




Evelyn Salt (Jolie), görevi, şerefi ve ülkesi üzerine yemin etmiş bir CIA ajanıdır. Ancak bir itirafçının onu Rus ajanı olmakla suçlamasıyla bağlılığı test edilecektir. Salt sahip olduğu tüm gizli görev tecrübesini kullanarak kendini temize çıkarmak amacıyla kaçar. Salt’ın masum olduğunu kanıtlamak için gösterdiği tüm çaba hakkındaki şüpheleri arttıracak ve geriye yanıtlanması gerekn bir tek soru bırakacaktır; “Salt kimdir?”

Lara Croft olarak ve sonrasındaki Wanted filmindeki başarılarından sonra Angelina yine aksiyonun ortasında. Filmlerde pek dublör kullanmayı sevmediğini bildiğimiz aktrist bu filmde epey zorlanmış olmalı. Süpriz finale kadar soluksuz izlenen film ilgiyi hakediyor.Artık Angelina kadın aksiyon yıldızları arasında 1 numara sıfatını sonuna kadar hak ediyor.

1 Eylül 2010 Çarşamba

Inception



Dom Cobb (Leonardo DiCaprio) çok yetenekli bir hırsızdır. Uzmanlık alanı, zihnin en savunmasız olduğu rüya görme anında, bilinçaltının derinliklerindeki değerli sırları çekip çıkarmak ve onları çalmaktır. Cobb’un bu ender mahareti, onu kurumsal casusluğun tehlikeli yeni dünyasında aranan bir oyuncu yapmıştır. Ancak, aynı zamanda bu durum onu uluslararası bir kaçak yapmış ve sevdiği herşeye malolmuştur. Cobb’a içinde bulunduğu durumdan kurtulmasını sağlayacak bir fırsat sunulur. Ona hayatını geri verebilecek son bir iş; tabi eğer imkansız “başlangıç”ı tamamlayabilirse. Mükemmel soygun yerine, Cobb ve takımındaki profesyoneller bu sefer tam tersini yapmak zorundadır; görevleri bir fikri çalmak değil onu yerleştirmektir. Eğer başarırlarsa, mükemmel suç bu olacaktır.

Ama ne dikkatle yapılan planlamalar, ne de uzmanlıkları, onları, her hareketlerini önceden tahmin ettiği anlaşılan tehlikeli düşmanlarına karşı hazırlıklı kılabilir. Bu, gelişini sadece Cobb’un görebildiği bir düşmandır.

Konusu bu şekilde özetlenebilecek olan film gişede büyük bir başarı elde etti. Özgün sayılabilecek bir konusu ve olağanüstü görsel efektleriyle dikkat çeken yapım IMDB'de puan sıralamasında 4. sırada kendine yer bulmuş. Oyuncu kadrosu da gerçekten büyük isimlerden oluşan film Nolan'ı dahi yönetmenler sınıfına sokmuş oldu. Mutlaka izlenilmesi gereken bir başyapıt.