25 Şubat 2016 Perşembe

ABBAS KIAROSTAMI Sergisi

Dünyaca ünlü İranlı yönetmen Abbas Kiarostami'nin Cer-Modern'de açılan fotoğraf sergisini ziyaret ettim. Sanatçının daha ziyade siyah-beyaz çalışmalarının yer aldığı sergiyi tavsiye ederim.




''CerModern, İran sinemasının günümüzdeki popülerliğini en çok borçlu olduğu yönetmen Abbas Kiarostami’nin Türkiye’de bugüne kadar açılmış en kapsamlı sergisini Ankaralı sanatseverlerle buluşturuyor.

İran yeni akım sinemasının öncüsü olarak kabul edilen Abbas Kiarostami, fotoğrafı her zaman sinemasını doğrudan etkileyen bir araç olarak görmüştür.
“Tek bir fotoğraf bir filmin sebebi olabilir. Sinemanın başladığı yer işte tam orasıdır, tek bir fotoğraf.”

Çok yönlü bir sanatçı olan Kiarostami, sıradan insanları, taşradaki hayatları ve doğayı gözlemlerken sinema ve fotoğraf arasındaki geçişkenlik ve uyumu şiirsel bir dille anlatmaktadır.

9 Ocak ve 10 Nisan tarihleri arasında CerModern’de sergilenecek büyük ölçekli 43 fotoğraf çalışmasının yanısıra, sergi alanı içerisinde oluşturulan sinema salonunda sanatçının video işleri de izlenebilecektir.''



BURHAN DOĞANÇAY- PICTURE THE WORLD

Hafta sonu Cer-Modern'e söyleşi için gittiğimde Burhan Doğançay'ın fotoğraf sergisini de ziyaret ettim.

 

Ressam Burhan Doğançay’ın çektiği fotoğraflar; ilk kez Ankara’da sergileniyor.
İnsanın izini, kentin duvarlarından başlayarak süren sanatçının fotoğraflarının yer aldığı “Picture The World” başlıklı sergi; CerModern’de Mart ayına kadar devam edecek.

Türkiye’nin en önemli sanatçılarından Burhan Doğançay’ın fotoğrafları; ilk kez sanatseverlerle buluşuyor. “Picture The World” başlıklı sergide bu kez; eserleri dünyanın en önemli müzelerinin daimi koleksiyonlarında yer alan sanatçının ilham kaynağını oluşturan fotoğrafları sergileniyor. Burhan Doğançay’ın objektifine yansıyan yaklaşık 100 eserin yer aldığı sergiye CerModern ev sahipliği yapıyor.

Kent duvarlarını ait olduğu ülkenin, şehrin, mahallenin ve sokağın sosyo-ekonomik yüzü ve toplumun aynası olarak gören Doğançay’ın fotoğraf karelerinde; New York’tan Togo’ya dünyanın dört bir yanından izler bulunuyor. Doğançay’ın gözünden kentlerin ve insanların sosyal ve psikolojik izleri sürülüyor.

“Picture The World” sergisi; 13 Ocak 2016 – 13 Mart 2016 tarihine kadar her gün 10:00 – 20:00 saatleri arasında CER Modern’de görülebilir.


Sandık Lekesi - Sema Kaygusuz

Geçtiğimiz cumartesi Cer-Modern edebiyat söyleşilerinin konuğu Sema Kaygusuz'du.


Oldukça keyifli geçen söyleşi sonrası imzalattığım kitaplarından 'Sandık Lekesi'ni bir solukta okudum.


Sema Kaygusuz’un on üç öyküsünü bir araya getiren Sandık Lekesi 2000 yılı Cevdet Kudret Edebiyat Ödülü’ne layık görülmüştü. “Onu görünce değişeceksin. Aklına bir görüntü daha eklenecek. Bir tane daha yeşil bulacaksın. Onun varlığı sana bir nadirliği daha kanıtlayacak. Ama o, sen olsan da olmasan da değişmeye devam edecektir. Zamanı gelince bütün yeşillerin arasında yeşerecek, bütün sarıların içinde sararacaktır. Hani kadınlar bir bitkinin tüyünü, kökünü, yaprağını ve kokusunu anıştırır ya, bütün bunları bırakacaksın bir tarafa.”  (Tanıtım Bülteninden)

23 Şubat 2016 Salı

Yalnızlar İçin Çok Özel Bir Hizmet - Murat Gülsoy

Geçen hafta sonu okuyup bitirdiğim ve çok da keyif aldığım roman. Biraz fantastik biraz bilim-kurgu ama hayatın tam içinden bir roman.Tavsiye ederim.


"Bakın, siz bedenen ölmüş birini zihninizin içine aldınız, onu konuk ediyorsunuz. Ev sahibisiniz. Bu ilişkide tüm denetim sizin elinizde olmalı. Yani zihninizin içinde ona ne kadar yer açacağınız, onunla ne kadar özelinizi paylaşacağınız hep size ait kararlar. Şimdilik zihninizde yaşamasına izin verdiniz. Dilerseniz ona gözlerinizle bakmayı öğretebilirsiniz. Bedensel deneyimlerinize ortak edebilirsiniz."

"Nasıl?"
"Çok zor değil. Sözcüklerle..."
"Konuşarak mı?"
"Sözcüklerin gücünü küçümsemeyin. Zihnimizdeki tüm duygulanımların sözcüklerle doğrudan bir bağı var."
"Garip."
"Değil aslında. Neyse... Zihninizin içinde ikinci bir insan var artık Mirat Bey. Bundan sonra kendinizi asla yalnız hissetmeyeceksiniz."

Yaşamın yazıyla, yalnızlığın ölümle iç içe geçtiği bir dünyadayız. Murat Gülsoy bu tehlikeli yakınlığı fantastiğe, bilimkurguya cesurca göz kırpan bir anlatımla birleştirerek okurun zihninde canlandırıyor. Birbirinden bağımsızmış gibi görünen bölümler, ekler, kara sayfalar deliliğin eşiğinde, yalnızlığın derinliklerinde ve ölümün karanlığında birleşiyorlar. Delirmekten ve yalnızlıktan kurtulmanın yolunu ölüme yaklaşmakta bulan karakterler, ölümle kol kola girdikçe deliliğin kaçınılmazlığını deneyimliyorlar.

Tanpınar'a, Atay'a, Atılgan'a selam veren; ama en çok Borges'le, Nerval'le konuşan, onların metinlerinin ve karakterlerinin arasında ustalıkla gezinen roman, sanki yalnızlıktan kurtulmak için edebiyat âleminin büyük ruhlarını içine alıyor. Parçaları birleştirmeyi seven, ipuçlarının peşinden gitmekten haz duyan meraklı okur kadar fantastik bir kurgunun büyüsüne kapılmak isteyen maceracı okur da Yalnızlar İçin Çok Özel Bir Hizmet'ten yararlanmak isteyecek...
(Tanıtım Bülteninden)
 

Viyolanın Divası - Lise Berthaud & Bilkent Senfoni Orkestrası

Geçtiğimiz Cumartesi Bilkent Senfoni Konser salonunda izlediğim konser.

 
Vladimir Kulenovic yönetimindeki orkestraya solist olarak viyolasıyla
Lise Berthaud eşlik etti.
Konser Programı